9 Mart 2015 Pazartesi

ADALET

Geçenlerde işten eve dönmek için yürürken duyduğum ‘pozitif ayrımcılık’ sözü çok düşündürdü doğrusu beni.
Düşündürdü, çünkü biliyorum ki şeytan için batıda kullanılan ‘diabl’, ‘diablo’ veya ‘diavolo’ kelimelerinin hepsi aynı kökten gelir. Yunancadaki ‘diavolos’ kelimesi. İlginçtir, bu kelime ‘ayıran, bölen’ anlamına gelir. Ayırma, bölme dediğimizde her kesin tüyleri diken diken olurken, bir ‘pozitif’ öneki adeta sakinleştirici etki yapmaktadır.
Aynı yöntemle, yanlışı doğru kılabilmek için; Popüler kültür yalanı da beyaz veya pembe gibi öneklerle yaşamımıza sokarak kullanımını artırdı. Yalan yanlış olduğu (doğru olmadığı) bilinmesine rağmen, üçüncü partinin (kişi, topluluk veya kurumun) doğru olarak algılamasını amaçlayan bir hareket veya ifadedir. Amacı yanıltmak olan bir eylem, öneklerle nasıl iyi kabul edilebilir?
Biraz irdeleyecek olursak, pozitif ayrımcılık denen şeyin, aslında durumlarından memnun olmayanların ürettikleri bir terim olduğu açıkça görülebilir. Peki, tüm bu kişiler bu memnuniyetsizliklerinde haklı mıdırlar?
Beş kuruş maliyetli bir şeyi elli kuruşa satarken, süper marketlerin türemesi ve aynı ürünü otuz beş kuruşa satmalarıyla sesini yükselten bakkallar bu memnuniyetsizliklerinde haklı mıdırlar? Durum aslında bakkalın ekmeğinden olması değildir. Yüksek kâr paylarının aşağı çekilmiş olmasıdır. Kârdan zarar ettikleri için, süper marketlere savaş açmışlardır. Günümüz şartlarında ve yine günümüz terminolojisine göre, bakkalların yaptıkları pozitif ayrımcılıktır.
Benzer bir durumda sokak hayvanları için ortalığı birbirine katanlar hiç düşündüler mi? O hayvanları sokak hayvanı kılanlar da kendileri gibi hayvan severlerdi. İnsanoğlunun gördüğü güzele veya güzel gördüğüne sahip olma arzusu gibi kışkırtılmış güdüleri olmasaydı. Doğada özgür yaşayan kurdu tırnak içinde evcilleştirerek ve melezleştirerek, yine tırnak içinde köpeği yaratmasaydı. Bir anlamda GDO üretmeseydi. Sonra da sosyoekonomik, sosyokültürel vb. durumlarını göz önüne almaksızın o köpeklerini evde besleme çabasına girmeseydi. Böyle bir sorunumuz olur muydu?

Kısaca şöyle diyebiliriz: Pozitif ayrımcılık, beyaz yalan vb. terimleri türetenlerin tek bir amacı vardır. Yine güncel deyimle ifade edilecek olursa, organik yaşamı sentetik hale ve insanoğlunu da sentetiğe bağımlı hale getirerek bozulan düzenden çıkar elde etmek. Bağımlıların, bağımlılık farkındalıkları gelişmeye başladığında ise, sentetiği organik kıldık kılıfı altında yeni bir sentetikle kendilerine yeni çıkar düzenleri oluşturmaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder