Bu ülkede, kadına şiddet varmış!
Bu ülkede, çocuğa şiddet varmış!
Bu ülkede, hayvana şiddet varmış!
Bu ülkede, tutukluya şiddet varmış!
Bu ülkede, göstericiye şiddet varmış!
Bu ülkede, mecliste şiddet varmış!
Bu ülkede, statlarda şiddet varmış!
Vs.
Vs.
Tüm bu manşetler üzerine şöyle bir şey sorasım
geliyor:
Bu ülkede, nerede şiddet yokmuş?
Şiddete
karşı yapılan gösterilerde, basın açıklaması yapanların sesindeki öfke ve
vurgulamalarındaki basınç adeta gösteri dışındakileri dövüyormuş gibi.
Kimi kandırıyoruz? Şiddet uygulayanı, şiddet
uygulayarak durdurabileceğimizi haykırıyoruz.
İç güvenlik yasa paketi görüşmelerinde, kavga
çıkıyor. Dikkatinizi çekmek isterim, ‘iç güvenlik yasa paketi’ görüşmelerinde.
Güvenlik ve kavga, ne denli kardeş ve/veya eş anlamlı kelimeler değil mi?
Bir baba çocuğunu dövüyor. Gerekçe: Çocuk, komşunun
oğlunu dövmüş!
Bir başka baba çocuğunu dövüyor. Gerekçe: Çocuk,
komşunun oğlundan dayak yemiş!
Bir adam karısını vuruyor. Gerekçe: Kadın, bir başka
adama bakmış!
Bir kadın kocasının cinsel organını kesiyor. Gerekçe:
Adam, karısını dövüyormuş!
Bu ülkede, kadına şiddet yok!
Bu ülkede, çocuğa şiddet yok!
Bu ülkede, hayvana şiddet yok!
Bu ülkede, tutukluya şiddet yok!
Bu ülkede, göstericiye şiddet yok!
Bu ülkede, mecliste şiddet yok!
Bu ülkede, statlarda şiddet yok!
Bu ülkenin şiddete
eğilimli, sokak jargonuyla psikopat bir halkı var. Tek tesellimiz, bu patolojik
durumun tedavisi olan bir durum olması.
Şiddetin
doğasını gözlemlediğimizde:
Birincil sebep savunmadır. Kişi veya varlık kendisini
tehlikede hisseder. Tehlikeyi şiddetsiz
bertaraf etmeyi bilmez veya şiddetsiz
bertaraf edemez. Tek çıkar yol şiddet
uygulayarak tehlikeden kurtulmak kalır.
İkincil sebep ise üstünlük arzusudur. Üstünlük kurmak
isteyen varlık, üstünlüğünü kanıtlamalıdır. Bu üstünlük; yetenek, bilgi, nüfuz,
servet vb. niteliklerle kanıtlanamazsa, geriye şiddet kalır.
Karısına şiddet
uygulayan kimse hangi sebeple böyle davranır? Savunma mı yoksa üstünlük arzusu mu?
Her ikisi de vardır. İşsiz bir adam düşünün. Her akşam karısı durumdan ötürü
tabiri caiz ise dırdır etmektedir. Bu durum adamda her iki sebebi de tetikler.
Birincisi, kadının dırdırı onun için bir saldırıdır ve bu saldırıyı bertaraf
etmelidir. İkincisi, kendisi üstün olmalı iken karısı dırdırı ile onun üstünlüğünü
sorgulanır hale sokmuştur.
Eğer insanoğlu, saldırı, üstünlük vb. kavramları
gerçek bir farkındalık ve bilinçle içselleştirebilirse bu gibi şiddete dayalı çözümlerin de
azalacağını ve hatta yok olacağını düşünüyorum.
İsa Harutyun KUYUMCU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder