9 Mart 2015 Pazartesi

YABANCI

Gerek bireysel boyutta ve gerekse ulusal boyutta, insan var olduğu günden bu yana aynı sorunla boğuşuyor.
Yabancılar…
Ne ilginç bir kavramdır şu ‘yabancı’ kavramı.
Türk dil kurumu sözlüğünde yazıldığı haliyle, yabancı:
1. Başka bir milletten olan, başka devlet uyruğunda olan (kimse), bigâne, ecnebi:
“Bu toprak bizimdir, içinde yabancının işi yok.” -R. E. Ünaydın.
2. Başka bir milletle ilgili olan: Yabancı kültürler.
3. Aileden, çevreden olmayan (kimse veya şey), özge:
“Ben, yabancı bir adam, neme lazım, hiç sesimi çıkarmadım.” -M. Ş. Esendal.
4. Tanınmayan, bilinmeyen, yad:
“Yabancı müşteri giremezdi kapısından. Gelenler hep edebiyat adamlarıydı.” -Y. Z. Ortaç.
5. Aynı türden, aynı çeşitten olmayan: Yağın içinde yabancı maddeler var.
6. Bir konuda bilgisi, deneyimi olmayan: Bu uygulamanın yabancısıyım.
7. Belli bir yere veya kimseye özgü olmayan: Yabancı arabalar buraya park edemez.
Bu tanımlar biraz irdelenirse görülecektir ki, aslında ‘yabancı’ dendiğinde ‘ben olmayan’ ı anlarız. Bir kişi ‘ben olmayan’ ı, ‘ben’ den ayırdığında otomatik olarak ‘ben’ i yalnızlığa mahkûm eder. Peki, bu durum düşünen insanın aklına şu soruları getirmez mi? Ne de olsa insan, çıkarları ve gereksinimleri doğrultusunda planlar yapabilen ve bu doğrultuda değişimler gerçekleştirebilen bir varlıktır.
-          Sağladığı kazançlar nelerdir?
-          Sebep olduğu kayıplar nelerdir?
-          Bu ayrım kazançlı mıdır?
-          Bu ayrım gerekli midir?
Bu soruları yanıtlamaktan kaçınıyorum! Çünkü ben de, hala içinde yabancı kavramını nötralize edememiş biriyim. Ama bu durum, sonuçlarına bakıldığında yadsınamaz bir şekilde ve istisnasız her toplumda ‘ben’ ler ve ‘yabancı’ lar oluşturmaya devam ederek sorunlar üretiyor.
Bu arada değinmeden geçemeyeceğim bir konu var ki, bana göre trajikomik. ‘Ben’ ‘yabancı’ yı dışlarken, ‘yabancı’ da bir ‘ben’ ve ‘yabancı’ için de ‘ben’ bir ‘yabancı’.
Sorunların iki tarafı mevcut. ‘Ben’ ve ‘yabancı’. Toplumsal yaşamda, bazen ‘ben’ mağdur oluyor ve bazen de ‘yabancı’.
En göz önünde olan şekli, ülkelerin halklar problemi. Bu sorun tüm ülkelerde var olmasına karşın, yaşadığımız ülkedeki etkilerini daha iyi gözlemleyebiliriz.

Ülkemiz tarihin kendine sağladıkları sebebiyle, pek çok halkın barındığı bir toprak parçası. Bu topraklar üzerinde yaşayan istisnasız her halk tarihi geçmişinden kaynaklı olarak şunu iddia ediyor. (Bu aleni bir iddia da olabilir, dışa vurulmayan duygular da.) Buralar benim vatanım. Bu ifade, zaman zaman radikal sonuçlar doğuruyor ve kıyımlar ve/veya katliamlara sebep oluyor. Buralar benim vatanım demeyi düşünenler, önce en fazla gömülebilecek kadar toprağa ihtiyaçları olduğunu düşünmeliler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder