12 Şubat 2015 Perşembe

Her diz çökecek, her dil övecek!

Kutsal kitabı, gelecekle ilgili peygamberlikleri ve/veya bildirilerinden ziyade benim kişisel gelişimim için bir kılavuz olarak gördüğüm için:
Romalılar 14:  11Yazılmış olduğu gibi:
“Rab şöyle diyor:
‘Varlığım hakkı için her diz önümde çökecek,
Her dil Tanrı olduğumu açıkça söyleyecek.’ ”
İşaya 45:  23Kendi üzerime ant içtim,
Ağzımdan çıkan söz doğrudur, boşa çıkmaz:
Her diz önümde çökecek,
Her dil bana ant içecek.

Ayetlerini de bireysel olarak nasıl anlamalıyım diye düşünmekten kendimi alamadım!
Otomatik olarak birkaç soru doğdu:
  1. Ne zaman
  2. ‘Dil’ kelimesi bende ne ifade ediyor?
  3. ‘Diz’ kelimesi bende ne ifade ediyor?

1. Ne zaman sorusunu; “İşaya 45: 24 “Benim için şöyle diyecekler: ‘Doğruluk ve güç yalnız RAB’dedir’, İnsanlar O’na gelecek. RAB’be öfkelenenlerin hepsi utandırılacak.” Ayeti, öznelleştirilirse açıklıyor. Ama bunu daha iyi kavrayabilmek için soru 2 ve 3ü soru birden önce cevaplamak daha iyi olacak sanıyorum.
2. Dil kelimesinin bendeki anlamını kavrayabilmek için dilin kendi doğasına bakmak gerek. Farklı diller anlaşamamazlık doğurur.
Elbette Tanrı’sal ile dünyasal dil de genellikle aynı kelimeleri de kullansalar farklılık gösterir. Bu iki dil de kendi aralarındaki farklılıktan kaynaklanan anlaşamamazlık doğurur.
İçsel yaşamımızda da böyle değil midir?
Bir yanımız şehvet isterken, bir yanımız tapınma diler… İki ayrı dil gibi! Bir yanımız çalışmak isterken, bir yanımız yatmak ister… Bir başka iki dil! Bir yanımız yardım et derken, bir taraftan da bir ses “İşin mi yok, sana ne!” der… İki dilimiz daha oldu!
Bu ve benzeri diller, çoğaltılabilir ve zaten çokturlar. Ne diyelim yani? Tek olan bende milletler mi var? Evet.
3. Diz kelimesi ise bana, “beni dik tutan” anlamını çağrıştırıyor. Diz çökmek, dik durmamak demek değil midir? Diz de dil gibi, içsel yaşamımızda çok mudur acaba?
Nedir bizi dik tutanlar?
Gururumuz, dizlerimizden biridir mesela! Gurur söz konusu olduğunda, alçakgönüllülük vefat eder. Gurur söz konusu olduğunda normalde olduğumuzdan çok daha DİKizdir.
Maddi olanaklarımız, bir diğer dizimizdir! Olanaklarımız oranında, toplum içinde DİKizdir. Zenginleştikçe, maddi oranda bizden aşağıda olanlar karşısında konuşmamız bile değişir. Adeta sözlerimiz artık daha bir dik durmaktadır.
Bilgi birikimimiz de dizlerimizden biri olabilir! Aynı zenginlikte olduğu gibi, daha az bilenler karşısında, yıkılmaz ulu bir çınar gibi DİKiliriz.
Dillerdekine benzer şekilde sorabiliriz: Ne yani, bir olan bende çok mu asi var? Evet.
Şimdi ilk soruya dönersek, şunu diyebilir miyiz?
Ne zaman şehveti söyleyenle tapınmayı söyleyen birlikte; evet, şehvete neden olan hormonlar ve şehveti algılayan bilinç Allah’ın lütfudur derlerse… İki dil Allah’ı övdü demektir.
Ne zaman çalışmayı söyleyenle yatmayı söyleyen birlikte; evet, çalışmayla yatmayı uygun zamanlarda yapabilmek için güneşi ve ayı var kılan Allah’tır derlerse… İki dil daha Allah’ı övmüştür.
Ne zaman yardım et diyenle işin mi yok, sana ne diyen birlikte; evet, yardım edilmesi gerekenle seni aynı yaratan tek olan RAB’bindir derlerse…
Ve içindeki anlaşamamazlık odakları birlikte, kaynaklarının RAB olduğunun bilincine varırsa HER DİL ALLAH’I ÖVECEKTİR.
Ne zaman gururumuz, hayat veremediğini kavrarsa… Hayatın kaynağı Allah’ın önünde çökecektir.
Ne zaman maddi olanaklarımızın kalıcı olmadığını kavrarsak… Yaşamımızı kalıcı kılabilecek olanın önünde çökecektir.
Ne zaman bilgi birikimimizin kaynağının yaratılmış olanlar ve dolayısı ile Yaratan olduğunun bilincine varırsak… Yaratan’ın önünde diz çökecektir.
Bu farkındalık oluştuğunda HER DİZ YARATAN’IN ÖNÜNDE ÇÖKECEKTİR.
Öyleyse ne diyelim?
Efesliler 4: 22-23Önceki yaşayışınıza ait olup aldatıcı tutkularla yozlaşan eski yaradılışı üzerinizden sıyırıp atmayı, düşüncede ve ruhta yenilenmeyi, 24gerçek doğruluk ve kutsallıkta Tanrı’ya benzer yaratılan yeni yaradılışı giyinmeyi öğrendiniz.
ise her dilin övmesi, her dizin çökmesi zamanı gelmiştir. Ve bunu yapmayacaksınız! Çünkü olacaksınız.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder